TV İZLEYELİM

iframe src="http://www.30minutelunchbreak.com/gadgets/livetvint.html?channel=Sky News&?auto=Yes" border="0" frameborder ="0" scrolling="no" width="270" height="270" marginwidth="0">

20 Aralık 2009 Pazar

17 BÜYÜĞÜMÜZÜN REKTÖRLÜĞE YAZISI

24.4.2009


7.Nisan tarihli yazımızla İTÜ’de İngilizce öğretim yapılması kararının, eski mezunlar olarak bizleri rahatsız ettiğini, üzdüğünü, bu karara karşı olduğumuzu belirtmiş, ayrıntılı görüşümüzü daha sonra gerekçeli olarak bildireceğimizi bilginize sunmuştuk.

Bu arada Senato kararını açıklayan yazınızı okuduk. Türkiye’de, Türk üniversitesinde, Türk hocaların Türk öğrencilere yabancı dilde ders vermesini, bu açıklamaya karşın yine sakıncalı buluyor ve içimize sindiremiyoruz.

Amerikalı, uluslararası bir siyaset uzmanına ait olan şu satırlar bu konuda duyarlı olmamızdaki haklılığı ve gerçeği açıkça ortaya çıkarmaktadır:

‘’Eğer A devleti kendi kültürünü ve asıl önemlisi, kendi siyasal ideolojisini B devletinin iç ve dış siyasetini kararlaştırma durumunda bulunan insanlara benimsetmiş, B devletini yönetenlerin düşünce ve kafalarını fethetmişse, askeri fütuhatla veya ekonomik yollarla ülke özerinde denetim kurmak isteyenlerin hepsinden çok daha istikrarlı ve çok daha tam bir üstünlük ve zafer kazanmış olur.’’

236 yıldır Türkçe öğretim yapan İstanbul Teknik Üniversitesi, güçlü devletlerin, bağımsızlığını savaşarak kazanmış olan ülkemizi ele geçirme isteklerine, bu yolla yardımcı olmak durumuna düşmemelidir. İTÜ gibi, köklü, başarılı bir geleneğe sahip üniversitemizin ele geçirilmesi, ülkenin ele geçirilmesini isteyenlere önemli bir yolun açılmasını sağlar.Yeni kurulan bir üniversite, kamu oyunda yaratılan yanlış bir düşünceye de uyarak, başka bir dayanağı yoksa, İngilizce öğretim yaparak bir düzeyi sağlayacağını sanabilir. İTÜ’nin başarılı olmak, gelişmek için geleneksel gücü ve çalışması yeterlidir, İngilizce öğretim gibi yabancı bir desteğe ihtiyacı yoktur.

İTÜ’de yapılmakta olan ana dilde öğretimin devamını istemek statükoculuk değildir, anadilimizin korunmasından, gelişmesinden ve ülkenin bağımsızlığının devamından yana olmanın bir ifadesidir. Yazınızda belirtildiği gibi, İTÜ tarihi boyunca statükonun bir temsilcisi olmamıştır, her zaman gelişmiş, büyümüş, yenilikler getirmiş, ana dilde yaptığı öğretimle mühendislik öğretiminin öncüsü, örneği olmuştur. İTÜ bugüne kadar uyguladığı eğitimle Türkçe teknik dile büyük katkılar yapmıştır. Yabancı dilde eğitim , öğretimin Türkçe’nin yozlaşmasına, körleşmesine, geri kalmışlığa neden olacağı da gözden uzak tutulmamalıdır.

Gelişmiş, az nüfuslu, küçük ülkelerde bile üniversitelerine girişte yabancı dil bilmek şart koşulmakta. Ancak, bağımsızlığın bir göstergesi olan, ana dilde öğretim yapılmaktadır. İngilizce öğretim yaparak değil, bu ülkelerde olduğu gibi, öğrencilere İngilizce öğreterek yurt dışı değişimlerde genişlik sağlanabilir.

%100 İngilizce öğretim yapan üniversiteler, öğrenci – öğretim üyesi arasında istenen bağın, iletişimin kurulamayışından şikâyet etmektedirler. Her alanda, her konuda anadilde anlaşmanın daha kolay olacağı açıktır, tartışılamaz.

Ana dil yerine yabancı dilde öğretimin çağdaş gelişme olarak algılanması da mümkün değildir, tam tersine ülkenin bağımsızlığına, anadilin bozulmasına yönelik bir gerileme olarak nitelenebilir. İTÜ’nin böyle bir yola gitmesi, ‘’İTÜ bile …’’ diyerek, kötü bir örnek oluşturacağı gibi, bu kararı alan Senato büyük bir sorumluluk yüklenecektir.

Eğer üniversitemizde, yazınızda sözü edildiği gibi, bir düşüş gözleniyorsa, bunu Türkçe öğretime bağlamak doğru olamaz. İTÜ gelişme ve yükseliş dönemlerini, Türkçe öğretim yaparken yaşamış, yine bu dönemlerde hem kendi kadrosuna hem de başka üniversitelere başarılı, değerli öğretim üyeleri yetiştirmiştir. Üniversitemizi dışarıdan izlerken, duyduğumuz, gördüğümüz,bu durum bizi hep sevindirmiş, gururlandırmıştır.

Senatonun kararını açıklayan yazınız yayınlanmadan önce geçiş dönemi olarak algıladığımız, 30 öğrencili, %100 İngilizce programlı, adeta ikinci bir Üniversitenin sakıncalarını ilk yazımızda belirtmiştik. Bu görüşümüzün aynen devam ettiğini, böyle bir üniversitenin İTÜ içinde değil, ayrı olarak öğretim yapması durumunda kabul edilebileceğini tekrarlamak isteriz. Aksi halde, İTÜ’de öğretimin %100 İngilizce yapılmasından yana olanların, bu küçük sınıfı fırsat bilerek, çeşitli zorlamalara başvurmalarından ve böylece tüm öğretimin yozlaşmasına neden olacak davranışlarından kaçınılamaz.

%100 İngilizce öğretimde, İngilizce ders veremeyecek olan ya da bunu doğru bulmadığından vermek istemeyen değerli bazı öğretim üyelerinin kaybedileceği de göz önüne alınmalıdır.

Sayın Rektör, son olarak, hakkımızda ters bir düşünceye kapılanmaması için, bir yabancı dil bilmeme kompleksimiz bulunmadığını, hemen hepimizin, bir yabancı dilde ders verecek durumda olduğumuzu, ve hatta aramızda iki ve üç yabancı dili bu amaçla kullanabilecek kişiler bulunduğunu bilgilerinize sunarız.

Üniversite içinde ve dışında bu konuda tartışılmakta olan farklı görüşleri değerlendirmek üzere konunun yeniden gündeme alınmasını diliyoruz.

Saygılarımızla.

İsmet Aka 1946
Fatin Uran
1946

Ali Terzibaşoğlu 1946
Muzaffer Sudalı 1948

Fehiman Tokluoğlu 1947
Vahit Kumbasar 1945
Bülent Demiren 1945
Sedat Üründül 1946
Muammer Çağdaş 1944
Ruhi Kafesçioğlu 1943
Hasan Önal 1946
Fuat Diriker 1946

Şeref Atılay 1945
Orhan Bangal 1945

Asaf Yeğenoğlu 1945

Halûk Özberki 1945

Necdet Bayraktar 1946

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.