TV İZLEYELİM

iframe src="http://www.30minutelunchbreak.com/gadgets/livetvint.html?channel=Sky News&?auto=Yes" border="0" frameborder ="0" scrolling="no" width="270" height="270" marginwidth="0">

11 Aralık 2009 Cuma

ROZETİMİZE SAHİP ÇIKALIM - Yücel Özdemir (69 İnş.)

İTÜ Senatosu 3 nisan tarihinde 22 ye 7 oyla, bundan böyle % 100 İngilizce eğitime geçilmesi kararını almıştır.(Senato üye sayısı 34 tür.)

Değiştirilen sistem, temel dersler dışında olmak üzere % 30 İngilizce uygulaması idi.

Bildiğimiz gibi % 100 İngilizce eğitime geçilme talepleri birçok defa İTÜ Senatosu önüne gelmişse de, açık ara oylarla hep reddedilmiştir.

Medyada gün yok ki kurumlardaki siyasallaşma haberleri ve yorumları yer almasın. Maalesef, Yüksek Öğretim Kurumları yorumlarda öne çıkanlardan biridir. Daha daha maalesef ise,Ülkemizin en köklü eğitim kurumlarından olan İTÜ müz de ihmal edilmemiştir.

Hayretle izledik, izliyoruz. Nereden, nasıl bir vahiy indi ki; bugüne kadar hep reddedilen bir konu acul olarak kabul edildi, acil olarak yürürlüğe kondu.

Oysa; halen üniversite tercihlerinde ön sıralarda olmamamıza rağmen Üniversitemiz, kimliğini ve saygınlığını hep korumuştur.

Mezunlarımız yine en tercih edilenlerdendir.

Hukuk kurumları, güvenilen, bilen uzmanlar olarak öncelikle mezunlarımızı tercih etmektedir.

Mezunlarımızın ülke yönetiminde sorumluluk ve bildiğimiz diğer üstün hizmetlerine girerek yazıyı uzatmayalım.

Bunların ana sebebi ise ANA DİLDE EĞİTİM BAŞARISIDIR.
Elbette ki lisan önemlidir.

Çağdaş iletişimde oldukça önemlidir.

Düşünebiliyor musunuz; Ana dil ile yaptığı eğitimle, edindiği mesleğin derinliklerine inebilme, yorum yapabilme yeteneğine ulaşmış olarak lisan, ya da lisanlarla cilalanmış birinin alımlılığını.

Kolordu, ordu yoğunluğun da bile, sadece cilalanmayı öncelik seçmişlere nazaran,ne kadar daha parıltılı, ne kadar daha ışıltılı olmaz mı..

50 öncesi mezun olmuş bir büyüğümüzün geçmişteki bir Rektörümüz yüzüne söylediği;

“İTÜ mütercim değil, mühendis yetiştirmelidir.”

Kaldı ki günümüzde, orta öğretimde lisan öğrenme olanağı bizler zamanınkini oldukça katlamaktadır. Dolayısıyla zaten öğrencinin çoğu donanımlı olarak üniversitelere gelmektir. Örneğin İTÜ mezunu 2 çocuğumun hiçbir lisan problemi olmamıştır. Halen uluslar arası hizmetlerde vazgeçilmez konumda çalışmaktadırlar.

O halde konu nedir.
Popülist yaklaşım olabilir mi?

Üniversitemizin başlangıcı 1773 tür. Amerika nın malum bildirgesinin yayınlandığı tarih 1776 dır.Yani Üniversitemizin tarihi Dünyayı yöneten ABD nin kinden 3 yıl daha eskidir.

Yani bu çınarın kökleri çoook derinlerdedir
Yani bu binanın temeli som granittendir.
Yani bu Üniversite, birkaç siyasinin –kasabamızda da üniversite olsun -anlayışında kurulmuş bir üniversite değildir.

İstanbul Üniversitesi, Galatasaray Lisesi………… İTÜ özelliğindedir. Yani tarihi birer kaledirler, birer çınardırlar…

Saygındırlar,
Saygınlıklarının aşındırılması ULUSAL KAYIP OLMAZ MI..

Herhangi bir maddi ve başka gereksinimde İTÜ Kurumlarınca mezunlara başvurulur. Bizler de olanaklarımız ölçüsünde katkılarımızı esirgemeyiz.Katkılarımızın karşılığı sadece ve sadece BU ÜNİVERSİTE nin MEZUNU olma GURUR larımızdır. Ancak bünyeye uymayan birtakım popülist yaklaşımlarla GURUR umuz etkinliğinin erozyona uğratılmasına bigane kalmamalıyız..

Lütfen ROZETİMİZE sahip çıkalım.

Saygılar,sevgiler…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.