TV İZLEYELİM

iframe src="http://www.30minutelunchbreak.com/gadgets/livetvint.html?channel=Sky News&?auto=Yes" border="0" frameborder ="0" scrolling="no" width="270" height="270" marginwidth="0">

22 Ağustos 2009 Cumartesi

İTÜ İLK 500 İÇİNDE Mİ

SIDDIK YARMAN (Prof.Dr. 74 MMF Elkt-Elkn)
(Diğer Etiketi: AKADEMİSYENLERİN YAZILARI )

Sevgili Yücel Özdemir,
Değerli Ağabeyimiz,
Bayram tebriki için yürekten teşekkürler...

ITU de İngilizce konusunu içeren e-postaları da bu vesileyle okudum.
Çok yararlandım.
Doğrusu güzel ve seviyeli tartışmalar içeriyor...
ITU lülere özgü.
İTÜ lü olmaktan gurur duyuyoruz.

Gerçekten, çok kaliteli bir eğitim aldık. Dünyanın dört bir yanında da
başarılı olduk.
Güzel araştırmalar yaptık. Türkçe/İngilizce kitaplar yazdık...
Türkçe/İngilizce dersler verdik.

Benzer tartışmaları farklı platformlarda da sürdürdük.
Sonunda geldiğim noktayı kısaca özetlemek isterim;
.
Ana dilde temek eğitim yapmanın tartışılacak bir yanı yok herhalde...
Tabiî ki herkes anadilinde çok daha güzel ve köklü öğrenir. Ben de öyle
öğrendim. Öğrenmeye de devam ediyorum.

Günümüzde özellikle araştırma siparişle yapılıyor. Siparişi hangi
dilde alırsanız, raporunu o dilde yazıyorsunuz.

Özellikle uygulamalı alanlarda, İngilizcenin de, uluslararası
ortak ve tek dil olduğu kabul ediliyor. Bu dilin de inceliklerinin,
öylesine iddia edildiği gibi bir ya da iki ayda öğrenilmesi pek mümkün
değil.

Mühendislik konularında çıkan İngilizce kaynakların ders
kitaplarının tamamının tercümesi de mümkün değil.

Sonuç olarak, İngilizce okumanın ve anlaşmanın gerekliliği de
tartışılmaz oldu. Zaten, sizin öncülüğünüzde başlayan tüm yazışmalarda
da bu gerçek te vurgulanıyor.

Şimdi tartıştığımız konu şudur: İngilizceyi ders verirken mi
pekiştirelim, öğrencinin ana dili gibi teknik dilini de üniversitede
öğretim aracılığı ile pekiştirelim yoksa, dersleri anadilde verelim,
bu arada da Teknik dili öğretelim.

Özünde, bu bir yöntem tartışmasıdır. Kolay kolay da çözümlenemez.
Ben kendimi bildim bileli bu tartışma sürüp gidiyor. Bildiğim tek bir
şey var: Gençler iş ararken, önde gelen firmalar İngilizce bilen
elemanları tercih ediyor...İngilizce yazışma yapabilenleri, İngilizce
anlaşabilenleri tercih ediyor.

Çok doğaldır ki İTÜ nün önde koşan mezunları-mühendisleri hem ana
dilde mühendislik öğreniyor hem de zamanla üç beş dili de öğrenip
dünyada işini kovalıyor...

Burada esas olan, her üniversitenin ortalama mezunu iş ararken,
öncelik kimlerde .Ben dil bilenlerin önde olduğunu biliyorum. Başka
bir değişle, ortalama iş bulmada İngilizce eğitim yapan
üniversitelerin mezunları daha şanslı...

Keşke dünya dili İngilizceyi, Japonya, Almanya, İsveç, Hollanda,
Danimarka da olduğu gibi ilköğretim okullarında çözebilseydik. Keşke
Ülkemizde de ARGE talepleri yoğun olsaydı da, Türkçe de Rusça gibi bir
Bilimsel dil olsaydı.

Şunu da vurgulamalıyım. İTÜ nün bugüne kadar, anadilde eğitim
yaparken, sadece ülkemizin değil, Dünyada, Mühendislik Eğitimi veren
güzide kurumların içinde yer aldığı tartışılmaz. Ama araştırma yapan
dev üniversiteler içindemi, ilk 500 içinde mi? Sorunun cevabını siz
verin....(Yücel Özdemir notu: Yanıt “Akademisyenler Etiketi” kapsamında
Prof.Dr. Necati Ağıalioğlu yazısında var)

Sonuç olarak bu metodoloji tartışmaları daha yıllarca sürüp
gider...Her kurum zaman içinde yenilenir, gelişir, çağa ayak uydurur.
İTÜ de yenileniyor, çağa ayak uyduruyor. Her yönetimin bu gelişmelere
katkısı vardır...Olmaya da devam edecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.